Henüz Lost dizisi ile tanışmadınız mı? Yoksa kaçırdığınızı düşündüğünüz ayrıntılar mı var? İşte fırsat! ABC kanalı 7 Şubat’ta, yeni bölümden hemen önce “Lost Survivor Guide” isimli özel bir özet bölüm yayınlanacak.
ABC, yeni ve arzulu Lost hayranlarını, diziye bir kez daha göz atmaya davet ediyor. Lost Survior Guide, yeni izleyicilerinin bilgilerini güncelleyecek, heyecanla üçüncü sezonun ikinci perdesinin açılmasını bekleyen izleyiciler içinse aydınlatıcı olacak. Dizideki karakterlerin geçmiş hikayelerinden, adanın gizemlerine kadar Lost Survivor Guide, Oceanic Havayolları’nın 815 sefer sayılı uçuş yolcularının hayatlarına bakış niteliği taşıyacak. Lost yapımcıları Damon Lindelof ve Carlton Cuse’un ev sahipliği yapacağı şov, dizinin ana karakterlerinin kazadan önceki hayatlarında kimler olduklarını, neler yaptıklarını; adanın hayatlarını iyi yada ötü yönde nasıl değiştirdiğini aydınlatacak olan geçmişlerine ait görüntülere (flashback) odaklanacak. Ayrıca adanın sırlarını açığa çıkaracak olan ilk bölümlerden itibaren adada yaşan olaylar da incelenecek.
31 Ağustos 2007 Cuma
Ünlülerden diziyle ilgili görüşler:
Aslı Tandoğan (Oyuncu): Yayınlanmadan getirtiyorum
Başından beri takip ediyorum. Türkiye’de yayınlanmadan bölümlerini Amerika’dan getirtiyorum. Arkadaş çevremde çok popüler. Senaryosu çok başarılı. Düğümü çözdüğünüzü düşündüğünüz her an iyice karışıyor işler…
Ayça İnci (Oyuncu): Kaçırmadan izliyorum
Başından itibaren izliyorum. Çok beğendiğim bir dizi. Kurgusu, çekim kalitesi, senaryosu, oyunculuklar çok başarılı. Kaçırmamaya çalışıyorum. Kaçırdığım zaman kayıttan izliyorum. Bende zaten bütün eski bölümleri mevcut.
Cem Davran (Oyuncu): Ben pek sevmedim
Etrafımdaki herkes izliyor diye ben de oturup izledim. Ama pek sevemedim. Ben daha çok 24′ü seviyorum. Daha gerçek ve sıcak geliyor. Lost, doğaüstü olaylarla dolu. Bana Amerikan fabrikasyon işlerinden biri gibi geliyor.
Birol Güven (Senarist): Dizi merak uyandırıyor
Bence Lost, dünyanın içinde en çok merak unsuru olan dizisi. Ben bu yönünü çok beğeniyorum. Bir sonraki bölümü merakla bekletme işini Amerikalılar iyi başarıyor. Bir de dizinin gerçek mi gerçeküstü mü olduğuna karar veremiyor seyirci. Artık finalde göreceğiz.
Başından beri takip ediyorum. Türkiye’de yayınlanmadan bölümlerini Amerika’dan getirtiyorum. Arkadaş çevremde çok popüler. Senaryosu çok başarılı. Düğümü çözdüğünüzü düşündüğünüz her an iyice karışıyor işler…
Ayça İnci (Oyuncu): Kaçırmadan izliyorum
Başından itibaren izliyorum. Çok beğendiğim bir dizi. Kurgusu, çekim kalitesi, senaryosu, oyunculuklar çok başarılı. Kaçırmamaya çalışıyorum. Kaçırdığım zaman kayıttan izliyorum. Bende zaten bütün eski bölümleri mevcut.
Cem Davran (Oyuncu): Ben pek sevmedim
Etrafımdaki herkes izliyor diye ben de oturup izledim. Ama pek sevemedim. Ben daha çok 24′ü seviyorum. Daha gerçek ve sıcak geliyor. Lost, doğaüstü olaylarla dolu. Bana Amerikan fabrikasyon işlerinden biri gibi geliyor.
Birol Güven (Senarist): Dizi merak uyandırıyor
Bence Lost, dünyanın içinde en çok merak unsuru olan dizisi. Ben bu yönünü çok beğeniyorum. Bir sonraki bölümü merakla bekletme işini Amerikalılar iyi başarıyor. Bir de dizinin gerçek mi gerçeküstü mü olduğuna karar veremiyor seyirci. Artık finalde göreceğiz.
NORMAL BİR ADAYA DÜŞMEDİLER
Lost, yayınlandığı akşam Amerika’da 19 milyona yakın izleyiciyi ekran başına topladı. Bu sayı ortalama 28-30 milyon izleyici çeken ‘Crime Scene Investigation’a nazaran azdı ama kanal izlenme oranlarından memnun kaldı ve Lost çok geçmeden bir fenomen olarak televizyon tarihindeki yerini aldı! İnternette açılan hayran siteleri, forumlar ile dizinin ünü kulaktan kulağa yayıldı. Lost’un genç yaratıcıları J.J Abrams ve Damon Lindelof, dizinin geldiği noktadan memnuniyetlerini dile getirseler de başlangıçta ne yazacakları konusunda hiçbir fikirleri olmadığını söylüyor. Lindelof o günleri şöyle anlatıyor: “Adaya düşen bir uçak ve kurtulanlarla ilgili bir hikaye istendiğinde J.J’le farklı bir şey yapalım istedik. Ada normal bir ada olmazsa ve yolcular adadan da garip olursa elimize bir çok done geçeceğini düşündük. İkimizin de çok iyi birer ‘Alacakaranlık Kuşağı’, ‘X Files’ izleyicisi olmamız dizinin hikayesinin gelişmesine oldukça katkıda bulundu.” Abrams ve Lindelof oyuncuları seçerken de farklı bir yol izlemiş. Seçmeye gelen oyunculara önce diğer roller okutulmuş. Hatta çok beğendikleri bazı oyuncular için karakterler yaratılmış. İkili, Jorge Garcia’yı ‘Curb Your Enthusiasm’ dizisinde görüp mutlaka Lost’ta olmalı diyerek onun için ‘Hugo Hurley Reyes’ karakterini yazmış. Seçmeler sırasında Yunjin Kim’i o kadar sevmişler ki orijinal senaryoda Japon olan evli çifti Güney Koreli’ye çevirmişler. Damon Lindelof, bölüm hikayelerinin nasıl çıktığını da şöyle anlatıyor: “Senaryo toplantısında bu bölümde kimin öyküsünü anlatalım diye başlıyoruz. Karaktere karar verdikten sonra da öykünün adayla bağlantısını nasıl yapacağımızı kararlaştırıyoruz. Sonrası geliyor…”
Yeni sezon başladı Lost fanatikleri bayram ediyor-SENARYOSU SÜREKLİ ŞAŞIRTIYOR
SENARYOSU SÜREKLİ ŞAŞIRTIYOR
Aslında Lost’la ilgili yazılacak tonla şey var; adadaki kutup ayısından başlayıp, lanetli sayılara, kahramanların okudukları kitaptan dinledikleri şarkılara kadar! Dev bir labirent gibi bu dizi; çıkışı bulayım derken daha da içine dalıp, daha da kayboluyorsunuz. Gerçi sıradan bir izleyici için bunların çok da önemi yok! Çünkü her bölümün sonunu insanın midesine kramplar sokan bir merak unsuruyla bitiren senaryo ekibi de, daha nereye kadar gideceklerini bilmiyor! ABC televizyonunun yöneticisi Lloyd Braun’un bu sıradışı hikayesini; J.J Abrams ve Damon Lindelof kağıda dökmüş. Lindelof, dizinin pilot bölümünün, oyuncu seçimi, senaryo, çekim, kurgu dahil 11 haftada yaklaşık 14 milyon dolara mal olduğunu anlatıyor.
Aslında Lost’la ilgili yazılacak tonla şey var; adadaki kutup ayısından başlayıp, lanetli sayılara, kahramanların okudukları kitaptan dinledikleri şarkılara kadar! Dev bir labirent gibi bu dizi; çıkışı bulayım derken daha da içine dalıp, daha da kayboluyorsunuz. Gerçi sıradan bir izleyici için bunların çok da önemi yok! Çünkü her bölümün sonunu insanın midesine kramplar sokan bir merak unsuruyla bitiren senaryo ekibi de, daha nereye kadar gideceklerini bilmiyor! ABC televizyonunun yöneticisi Lloyd Braun’un bu sıradışı hikayesini; J.J Abrams ve Damon Lindelof kağıda dökmüş. Lindelof, dizinin pilot bölümünün, oyuncu seçimi, senaryo, çekim, kurgu dahil 11 haftada yaklaşık 14 milyon dolara mal olduğunu anlatıyor.
Yeni sezon başladı Lost fanatikleri bayram ediyor
Amerika’dan sonra, gösterildiği her ülkede izleyenleri ekran başına kilitleyen ‘Lost’, üçüncü sezon bölümleriyle Digitürk’te yeniden hayranlarıyla buluştu. Ülkemizde de geniş bir hayran kitlesi bulunan dizinin yeni sezonu, Amerika’da fırtınalar estiriyor. İşte, fanatikleri için Lost’un dünden bugüne hikayesi…
Televizyon icat olduğu günden beri Amerikalı dostlarımız sağolsun, her zaman bizi oyalayacak bir dizi mutlaka buluyor. 60′larda ‘Görevimiz Tehlike’, 70′lerde ‘Kaçak’, ‘Charlie’nin Melekleri’, 80′lerde ‘Mavi Ay’, ‘Miami Vice’, 90′larda ‘Kuzeyde Bir Yer’, ‘X Files’, 2000′lerde ‘The Sopranos’, ‘Desperate Housewives’ ve bu zincirin son halkası ‘Lost’! Hem Amerika’da hem de ülkemizde şu sıralar bir ‘Lost’ fırtınası esiyor. 4 Ekim’de Amerika’da üçüncü sezonu başlayan (Bizde de 26 Aralık’ta başladı) dizi, gerek oyunculukları, gerek çekimleri, gerekse de öyküsüyle son derece kaliteli bir yapım. İlk iki sezonu (birinci sezon 24, ikinci sezon ise 23 bölüm) ABD’de her hafta ortalama 20 milyon izleyiciyi ekran başına toplamayı başarmış. İngiltere’de dizinin ilk bölümü 6 milyon kişi tarafından izlenmiş ki bu Kraliçe’nin ülkesi için bir rekor! Dizinin konusu kısaca şöyle; Oceanic Havayolları’na ait 8-15 sefer sayılı yolcu uçağı Avustralya-Amerika seferi sırasında Büyük Okyanus’ta bir adaya düşer. 48 yolcu kurtulur! Ada bildiğimiz adalardan değildir. Yolcular da adanın bildiği yolculardan değildir. Her şey gizemli bir hal alırken, yolcular da adadan bir türlü kurtulmayı başaramaz…
Televizyon icat olduğu günden beri Amerikalı dostlarımız sağolsun, her zaman bizi oyalayacak bir dizi mutlaka buluyor. 60′larda ‘Görevimiz Tehlike’, 70′lerde ‘Kaçak’, ‘Charlie’nin Melekleri’, 80′lerde ‘Mavi Ay’, ‘Miami Vice’, 90′larda ‘Kuzeyde Bir Yer’, ‘X Files’, 2000′lerde ‘The Sopranos’, ‘Desperate Housewives’ ve bu zincirin son halkası ‘Lost’! Hem Amerika’da hem de ülkemizde şu sıralar bir ‘Lost’ fırtınası esiyor. 4 Ekim’de Amerika’da üçüncü sezonu başlayan (Bizde de 26 Aralık’ta başladı) dizi, gerek oyunculukları, gerek çekimleri, gerekse de öyküsüyle son derece kaliteli bir yapım. İlk iki sezonu (birinci sezon 24, ikinci sezon ise 23 bölüm) ABD’de her hafta ortalama 20 milyon izleyiciyi ekran başına toplamayı başarmış. İngiltere’de dizinin ilk bölümü 6 milyon kişi tarafından izlenmiş ki bu Kraliçe’nin ülkesi için bir rekor! Dizinin konusu kısaca şöyle; Oceanic Havayolları’na ait 8-15 sefer sayılı yolcu uçağı Avustralya-Amerika seferi sırasında Büyük Okyanus’ta bir adaya düşer. 48 yolcu kurtulur! Ada bildiğimiz adalardan değildir. Yolcular da adanın bildiği yolculardan değildir. Her şey gizemli bir hal alırken, yolcular da adadan bir türlü kurtulmayı başaramaz…
Geri sayım başladı
Bilindiği üzere Lost yaklaşık üç aylık uzun bir sürenin ardından 7 Şubat 2007 tarihinde yayına başlayacak. Yeni döneme ait ipuçları ve tanıtım videoları yayınlanmaya başladı. ABC tarafından 7 Şubat 2007′ye kadar, Lost Moments adıyla 30 saniyelik görüntülerden oluşan 12 adet yeni bölüm ön izleme (sneak peek) videosu yayınlanacak. Bunlardan ilki üçüncü sezonun kalan bölümleri için hazırlanmış genel bir tanıtım videosu, ikincisi ise yeni bölümler hakkında spoiler içermesi muhtemel ön izleme görüntüsü.
The Lost Moments
Üçüncü sezon için verilen uzun arayla beraber Lost’un boşluğunu doldurmak için yayınlanan ‘The Lost Moments‘ isimli otuzar saniyelik yeni dönem videolarının on ikincisi ve on üçüncüsü de Lost severler ile buluştu. Aşağıdaki linklere tıklayarak yayınlanan Lost Moments videolarını izleyebilirsiniz.
Lost erken mi bitecek?
Beklemedik bir girişimle ABC kanalı ve Lost dizisi yapımcıları dizinin sonlanma tarihi belirlemek için biraraya geliyor. Yapılan ön görüşmelere göre öncelikli olarak dizinin kaç sezon daha yayınlanacağı belli olacak ve Lost izleyicilerine dizinin net sonlanma tarihi duyurulacak. Lost dizisi yapımcısı Carlton Cuse yaptığı açıklamada “Artık bizim için bir sonlanma tarihi bulma vakti geldi” diyor. Ayrıca Carlton Cuse net bir kararın yaratıcı ekip için kurguyu planlama açısından önemli olduğunu belirtiyor. Cuse’a göre dizi 5. sezonda 100 bölümü tamamlandığında sonlanmalı. Sonlanma tarihi için karar aşamasına gelinmesine neden olarak; Lost izleyicisinin dizi uzadıkça kurgudan kopabileceği ihtimali gösteriliyor.
Lost dizisi izlenme rakamları
Son günlerde üzerinde sıkça konuşulan konulardan biri Lost dizisi izlenme rakamlarının düştüğü. Sizler için 1. 2. ve 3. sezona ait izleyici rakamlarını araştırdık.
Rakamlara bakıldığında dizinin 1. sezon izleyici ortalamasının 16 milyon kişiden, 3. sezonda 17.8 milyon kişiye yükseldiği görülüyor. İzleyici sayısının düştüğüne yönelik görüşün kaynağında ise sezon prömiyerlerindeki dalgalanmanın etkisi büyük. 1. sezon prömiyeri 18.6 milyon kişi tarafından izlenirken, 2. sezon prömiyeri rekor bir rakamla 23 milyon kişi, 3. sezon prömiyeri ise 18.8 milyon kişi tarafından izlenmiş. Genel olarak değerlendirildiğinde ise ortalama rakamlara göre Lost dizisi 3. sezonda en fazla izlenme sayısına sahip. Yani ortalama izlenme değerlerine göre; Lost izleyici rakamlarının düşmediği ve 1. sezona göre, 3. sezonda dizinin 1.8 milyon izleyici kazandığı ortada. Prömiyer bölümlerinindeki dalgalanmanın en büyük nedeni ise Lost dizisi ile aynı saatte yayınlanan diğer programlar. Ortalama izleyici sayısının korunması adına, sezon yeri bölümleriyle Lost, bundan sonra Amerika’da saat 21:00 yerine 22:00′de yayınlanacak.
Dipnot: Lost dizisi, 20 farklı ülkede Informa Telecoms and Media tarafından yapılan 2006 yılı araştır sonuçlarına göre dünyada en çok izlenen diziler sıralamasında ikinci olarak duyuruldu. Birinci sırada CSI yer alırken, üçüncü sırada Desperate Housewives yer alıyor.
Rakamlar
Birinci sezon prömiyer - 18.6 milyon izleyici
Birinci sezon ortalama - 16 milyon izleyici
İkinci sezon prömiyer - 23 milyon izleyici
İkinci sezon ortalama - 15.5 milyon izleyici
Üçüncü sezon prömiyer - 18.8 milyon izleyici
Üçüncü sezon ortalama - 17.8 milyon izleyici
Üçüncü sezon prömiyeri
Kuhio Beach’de düzenlenen 3. sezon prömiyerine binlerce Lost hayranı akın etti. Hollywood geleneklerine bağlı kalarak düzenlenen kırmızı halı yürüyüşünde dizi oyuncuları hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılandı. Dünyanın farklı yerlerinden gelen basın mensuplarının da katılıdığı gece sabahın ilk saatlerine kadar sürdü. Favori dizi karakterlerinin fotoğraflarını çekebilmek ve imzalarını alabilmek için hayranların prömiyer sonlanana kadar alanı terketmedikleri gözlendi.
Üçüncü sezonun ilk bölümünün yayınlandığı gecede, yapımcılar, 4 gün öncesinden izlenilen bölümün kimseye anlatılmaması gerektiğini “15 bin kişinin arasında bir sır olarak kalmalı” diyerek esprili bir şekilde dile getirdi.
Üçüncü sezonun ilk bölümünün yayınlandığı gecede, yapımcılar, 4 gün öncesinden izlenilen bölümün kimseye anlatılmaması gerektiğini “15 bin kişinin arasında bir sır olarak kalmalı” diyerek esprili bir şekilde dile getirdi.
Üçüncü sezon ipuçları
Soru
MR. EKO’NUN ÖLDÜĞÜ BÖLÜMDE, EKO’NUN KARDEŞİNİ GÖRÜNCE CANAVARIN (MONSTER) İNSAN FORMUNA GİREBİLDİĞİNİ DÜŞÜNDÜM. BÖYLE DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN DELİ MİYİM? BU SEZON CANAVARIN KÖKENİ HAKKINDA BİRŞEYLER ÖĞRENEBİLECEK MİYİZ?
Lindelof: Deli değilsin. Bu sezon yeniden Canavarı göreceksiniz. Kökenleri hakkında biraz daha beklemeniz gerekecek.
Cuse: Daha fazla öğrenmeniz, sizin konu hakkında ne kadar saplantılı olduğunuza göre değişir. Eğer diziyi kaydedip tek tek kareleri incelerseniz, evet bilgi edinebilirsiniz. Ancak bu sağlıklı mı?
Lindelof: Deli değilsin. Bu sezon yeniden Canavarı göreceksiniz. Kökenleri hakkında biraz daha beklemeniz gerekecek.
Cuse: Daha fazla öğrenmeniz, sizin konu hakkında ne kadar saplantılı olduğunuza göre değişir. Eğer diziyi kaydedip tek tek kareleri incelerseniz, evet bilgi edinebilirsiniz. Ancak bu sağlıklı mı?
soru
ADADAKİ ZAMAN ADA DIŞINDAKİ ZAMANDAN DAHA MI FARKLI AKIYOR?
Lindelof: Bu gerçekten zekice bir soru. Diğerleri’nin (others) Red Sox’ın 2004′teki World Series şampiyonluğunu kayadettiklerini biliyoruz yani adadaki ve ada dışındaki zaman eşit hızda akıyor. Ancak aynı zamanda gökyüzü mora döndüğünde ve yer sarsıldığında… Ahh bekleyin bir dakika. Carlton ensemi sıkıştırıyor.
Cuse: Evet zaman adada çok yavaş akıyor çünkü American Idol izleyemiyorlar.
Lindelof: Bu gerçekten zekice bir soru. Diğerleri’nin (others) Red Sox’ın 2004′teki World Series şampiyonluğunu kayadettiklerini biliyoruz yani adadaki ve ada dışındaki zaman eşit hızda akıyor. Ancak aynı zamanda gökyüzü mora döndüğünde ve yer sarsıldığında… Ahh bekleyin bir dakika. Carlton ensemi sıkıştırıyor.
Cuse: Evet zaman adada çok yavaş akıyor çünkü American Idol izleyemiyorlar.
Soru
DESMOND’IN DÜĞMEYE BASMAMASI GERÇEKTEN UÇAĞIN DÜŞMESİNE SEBEP OLDU MU, YOKSA BU HİKAYENİN BİR DEVAMI VAR MI?
Lindelof: Net bir şekilde Desmond düğmeye bassaydı uçak düşmezdi. Ancak burada daha ruhani, daha kaderci bir sebep yüzünden mi bu insanlar Desmond düğmeye basmadığı sırada bu uçaktaydılar? Eğer Desmond stadyumda Jack’e rastlamasaydı, hayatında aldığı kararların yine aynılarını mı alırdı? Herkesin bir diğerinin hayatında büyük etkisi var. O insanların uçakta olması ve Desmond’ın uçağın düşmesine sebep olması, herkesin birbiri ile ilişkili olmasıyla alakalı. Dizi bitince bütün bu insanların neden birbirleriyle bağlantılı olduğu hakkında somut bir cevaba sahip olamayacaksınız. Neden bu insanlar da başkaları değil? Bunun cevabı “çünkü öyle”. Bütün dizi tüm bileşenlerini insanların oluşturduğu çok büyük bir Rube Goldberg cihazı.
Lindelof: Net bir şekilde Desmond düğmeye bassaydı uçak düşmezdi. Ancak burada daha ruhani, daha kaderci bir sebep yüzünden mi bu insanlar Desmond düğmeye basmadığı sırada bu uçaktaydılar? Eğer Desmond stadyumda Jack’e rastlamasaydı, hayatında aldığı kararların yine aynılarını mı alırdı? Herkesin bir diğerinin hayatında büyük etkisi var. O insanların uçakta olması ve Desmond’ın uçağın düşmesine sebep olması, herkesin birbiri ile ilişkili olmasıyla alakalı. Dizi bitince bütün bu insanların neden birbirleriyle bağlantılı olduğu hakkında somut bir cevaba sahip olamayacaksınız. Neden bu insanlar da başkaları değil? Bunun cevabı “çünkü öyle”. Bütün dizi tüm bileşenlerini insanların oluşturduğu çok büyük bir Rube Goldberg cihazı.
Soru
CHRISTIAN SHEPHERD VE BİR KADIN ARASINDA CHRISTIAN’IN KIZINI GÖRMEK İSTEMESİ ÜZERİNE BİR TARTIŞMAYA TANIK OLDUK. DİZİNİN HAYRANLARININ SORUSU ŞU: JACK CLAIRE’İN ÜVEY KARDEŞİ Mİ?
Cuse: Bu soruyu yanıtlamayacağız. Önümüzdeki altı bölümde bu soru cevaplanacak.
Cuse: Bu soruyu yanıtlamayacağız. Önümüzdeki altı bölümde bu soru cevaplanacak.
Soru
1. SEZONDA JACK VE KATE’İN MAĞARADA BULDUĞU İKİ İSKELETİN ANLAMI/ÖNEMİ NEDİR?
Cuse: Bu sorunun cevabı adanın zaman akışında saklı. Bunun hakkında çok fazla konuşmak istemiyoruz ama 7 Şubat’ta yayınlanan bölümde birkaç tane ipucu bulunuyor. Bunlardan biri bir anagram. Bu anagram iskeletlere ışık tutuyor ve sezonun ilerleyen haftalarında çözülecek olan daha büyük bir gizemin çözülmesinde önemli bir ipucu görevi üstleniyor.
Lindelof: Bazı şeyleri en başından beri biliyoruz. Ne zaman biteceğini bilmediğimiz zaman bile nasıl biteceğini biliyorduk ve bunun hazırlıkları ilk sezondan yapmaya başladık. Bunu yapmasaydık izleyiciler senaryoyu diziyle paralel kurduğumuzu düşünebilirlerdi. İskeletler bunun canlı (ya da yavaşça çürüyen) kanıtı. Herşey bittiğinde insanlar iskeletleri gösterip “Bu en baştan beri kanıttı. Bunu yapacaklarını en başından beri biliyorlardı” diyecekler.
Cuse: Bu sorunun cevabı adanın zaman akışında saklı. Bunun hakkında çok fazla konuşmak istemiyoruz ama 7 Şubat’ta yayınlanan bölümde birkaç tane ipucu bulunuyor. Bunlardan biri bir anagram. Bu anagram iskeletlere ışık tutuyor ve sezonun ilerleyen haftalarında çözülecek olan daha büyük bir gizemin çözülmesinde önemli bir ipucu görevi üstleniyor.
Lindelof: Bazı şeyleri en başından beri biliyoruz. Ne zaman biteceğini bilmediğimiz zaman bile nasıl biteceğini biliyorduk ve bunun hazırlıkları ilk sezondan yapmaya başladık. Bunu yapmasaydık izleyiciler senaryoyu diziyle paralel kurduğumuzu düşünebilirlerdi. İskeletler bunun canlı (ya da yavaşça çürüyen) kanıtı. Herşey bittiğinde insanlar iskeletleri gösterip “Bu en baştan beri kanıttı. Bunu yapacaklarını en başından beri biliyorlardı” diyecekler.
Soru
KATE’İN GÖRDÜĞÜ ATIN ANLAMI/ÖNEMİ NEDİR?
Cuse: İzleyiciler bu atla ilgili çok şaşırmış görünüyorlar. Şöyle diyebiliriz: Kate’in atından Jack’in babasının görünmesine kadar, adada pek çok olay meydana geldi. Bu sezon içerisinde bunları daha iyi anlayacaksınız.
Lindelof: Bu görüntülerin doğası nedir? Tanım olarak görüntüler gidip dokunabileceğiniz ya da diğer insanların görebileceği şeyler değillerdir. Ancak Kate’in atı gerçek. Fiziksel dünyamızda yaşıyor. Sawyer görüyor, Kate gidip dokunuyor. Peki bu at Kate’in kaçışında rol oynayan ata kesin bir benzerlik gösteriyor mu ya da aynı at mı? İşte asıl soru bu. Dizinin tamamına baktığımızda Christian Shepherd’ı (Jack’in babası), Yemi’yi (Mr. Eko’nun kardeşi), atı ve Walt’u (önce Shannon’a sonra Sayid ve Shannon’a tersten konuşurken) görüyoruz. Peki bunların hepsi aynı şekilde görüntüler mi? Yoksa hepsi birbirinden farklılar mı?
Cuse: Bunları aynı zamanda “Kate’in Atı ve Sayid’in Kedisi” adlı yan ürünümüz olan canlandırılmış hayvanlar bulunan komedi dizisi için kullanıyoruz.
Lindelof: Evet bu doğru. Sayid’in kedisi 11. bölümde karşınıza çıkacak. Şaka yapmıyoruz.
Cuse: Canlandırılmış hayvanlı komedi dizisi şaka tabi.
Cuse: İzleyiciler bu atla ilgili çok şaşırmış görünüyorlar. Şöyle diyebiliriz: Kate’in atından Jack’in babasının görünmesine kadar, adada pek çok olay meydana geldi. Bu sezon içerisinde bunları daha iyi anlayacaksınız.
Lindelof: Bu görüntülerin doğası nedir? Tanım olarak görüntüler gidip dokunabileceğiniz ya da diğer insanların görebileceği şeyler değillerdir. Ancak Kate’in atı gerçek. Fiziksel dünyamızda yaşıyor. Sawyer görüyor, Kate gidip dokunuyor. Peki bu at Kate’in kaçışında rol oynayan ata kesin bir benzerlik gösteriyor mu ya da aynı at mı? İşte asıl soru bu. Dizinin tamamına baktığımızda Christian Shepherd’ı (Jack’in babası), Yemi’yi (Mr. Eko’nun kardeşi), atı ve Walt’u (önce Shannon’a sonra Sayid ve Shannon’a tersten konuşurken) görüyoruz. Peki bunların hepsi aynı şekilde görüntüler mi? Yoksa hepsi birbirinden farklılar mı?
Cuse: Bunları aynı zamanda “Kate’in Atı ve Sayid’in Kedisi” adlı yan ürünümüz olan canlandırılmış hayvanlar bulunan komedi dizisi için kullanıyoruz.
Lindelof: Evet bu doğru. Sayid’in kedisi 11. bölümde karşınıza çıkacak. Şaka yapmıyoruz.
Cuse: Canlandırılmış hayvanlı komedi dizisi şaka tabi.
Soru
TEKRAR NE ZAMAN LIBBY’İ GÖRECEĞİZ? HURLEY’İN OLDUĞU AKIL HASTANESİNE NASIL GİTTİĞİNİ ÖĞRENEBİLECEK MİYİZ?
Cuse: Şimdilik verebileceğimiz tüm bilgiyi verdik. Bu da 4. senede çözülecek gizemlerden bir diğeri.
Lindelof: Libby’nin hikayesinde bir tane belirgin eksik parça var. Geçen sene sezon finalinde Desmond ile karşılaştığını, ona teknesini verdiğini ve Libby’nin kocasının öldüğünü öğreniyoruz. Bunun yanında Hurley ile aynı akıl hastanesinde bir süre kaldığını da öğreniyoruz. İzleyicilerin cevaplanmasını istediği soru ise şu: “Libby A noktasından B noktasına yani Desmond’dan akıl hastanesine nasıl gitti?” Biz bu sorunun cevabını biliyoruz ama bu cevabı açıklamanın tek yolu, sahil sakinlerinden olmayan birinin geçmişine ait görüntüleri (flashback) göstermek olacak.
Cuse: Şimdilik verebileceğimiz tüm bilgiyi verdik. Bu da 4. senede çözülecek gizemlerden bir diğeri.
Lindelof: Libby’nin hikayesinde bir tane belirgin eksik parça var. Geçen sene sezon finalinde Desmond ile karşılaştığını, ona teknesini verdiğini ve Libby’nin kocasının öldüğünü öğreniyoruz. Bunun yanında Hurley ile aynı akıl hastanesinde bir süre kaldığını da öğreniyoruz. İzleyicilerin cevaplanmasını istediği soru ise şu: “Libby A noktasından B noktasına yani Desmond’dan akıl hastanesine nasıl gitti?” Biz bu sorunun cevabını biliyoruz ama bu cevabı açıklamanın tek yolu, sahil sakinlerinden olmayan birinin geçmişine ait görüntüleri (flashback) göstermek olacak.
Soru
DİĞERLERİNİN (OTHERS) HİKAYESİNİ BİR SEFERDE Mİ GÖRECEĞİZ, YOKSA BU ZAMANA MI YAYILACAK?
Lindelof: Aslında Diğerleri’nin (Others) hikayesi şimdiden çözülmeye başladı bile. Belli başlı karakterlerin Diğerleri’ne nasıl katıldıklarını öğrenmeye başlayacağız. 7. bölümde Juliet’in adada doğmadığını, adaya dışardan geldiğini ve Diğerleri’ne katıldığını öğreniyoruz. Bu da demek oluyor ki Diğerleri’nden bazıları adada doğmuş, bazıları ise dışardan gelip adadakilere katılmış. Ama ne oldukları ve ne yaptıkları, onları oraya kimin ve ne için koyduğundan daha önce açıklanacak.
Cuse: Diğerleri ve Dharma arasındaki bağ 11. bölümde açıklığa kavuşacak.
Lindelof: Aslında Diğerleri’nin (Others) hikayesi şimdiden çözülmeye başladı bile. Belli başlı karakterlerin Diğerleri’ne nasıl katıldıklarını öğrenmeye başlayacağız. 7. bölümde Juliet’in adada doğmadığını, adaya dışardan geldiğini ve Diğerleri’ne katıldığını öğreniyoruz. Bu da demek oluyor ki Diğerleri’nden bazıları adada doğmuş, bazıları ise dışardan gelip adadakilere katılmış. Ama ne oldukları ve ne yaptıkları, onları oraya kimin ve ne için koyduğundan daha önce açıklanacak.
Cuse: Diğerleri ve Dharma arasındaki bağ 11. bölümde açıklığa kavuşacak.
MICHEAL ve WALT’A NE OLDU?
Carlton Cuse: Bu sezonluk Michael ve Walt’un hikayesini biraz durdurduk ama bu hikayenin bittiği anlamına gelmiyor. Hiçbir bilgi vermeden Michael ve Walt’u tekneyle yollamak çok garip olurdu. Eğer Lost’a daha geniş açıdan bakarsanız hikayenin çözülmesi bir döngü şeklinde ve bu hesaplanmış bir yaklaşım. Evet Michael ve Walt’un hikayesine geri döneceğiz ama bu yüksek ihtimalle dördüncü senenin hikayesi olacak.
Damon Lindelof: Michael ve Walt adadan ilk “ayrılan” kişiler. Ancak asıl soru şu: Adadan “ayrılmak” ile anladığımız ne?
Damon Lindelof: Michael ve Walt adadan ilk “ayrılan” kişiler. Ancak asıl soru şu: Adadan “ayrılmak” ile anladığımız ne?
Numaraları asla unutma!
Lost dizisinin popüleritesinden yararlananların sayısı her geçen gün artıyor. Genellikle Lost dizisiyle ilgili ürünler satışa sunulurken; Post-it kendi reklamlarında, Lost dizisinden harika bir detay ile kendi ürünlerini pazarlıyor. Bu mükemmel reklam ile Post-it’in Lost hayranlarından övgü alacağı ve uzunca bir süre gündemde kalacağı kesin.
‘Lost series 2′ figürleri
Lost figürlerinin ikinci serisine ait olanlar gün yüzüne çıkmaya başladı. İlk görüntülenen “Lost Series 2″ figürleri Sawyer, Sun, Jin, Mr. Eko’ya ait. 2006 yılı Kasım ayında satışa sunulan “Lost Series 1″ figürlerinin ardından satışa sunulacak olan ikinci seri eksik karakterleri tamamlayacak. İkinci sezondan esinlenerek hazırlanan ‘Lost Series 2′ figürleri; Sawyer, Sun, Jin ve Mr. Eko olmak üzere dört farklı karakteri içeriyor.
İlk seride olduğu gibi bonus olarak figür paketlerine yerleştirilen ses çipleri sayesinde karakterlerin favori repliklerini kendi seslerinden dinlemek mümkün. Karakter figürlerinin dışında ‘Oceanic Flight 815 Crash Site’ isimli set de “Lost Series 2″ figürleriyle beraber satışa sunulacak. Yakın bir tarihte Sawyer, Sun, Jin ve Mr. Eko dışındaki diğer “Lost Series 2″ figür görüntülerinin de yayınlanması bekleniyor. Ek olarak Türkiye’deki Lost hayranları için sevindirici bir haber var. “Lost Series 1″ isimli birinci seri figürlerin önümüzdeki haftalarda Türkiye’de satışa sunulacak.
Lost figürleri geliyor
Tüm dünyada beğeni ile izlenen Lost’un figürleri Kasım ayında New York’un en büyük Toys “R” Us mağazasında yapılacak tanıtım ile satışa sunuluyor. Tanıtım gününde McFarlane Toys’ ve Spawn’ın yaratıcısı Todd McFarlane Lost hayranlarının satın aldığı figürleri imzalayacak. Katılımın biletle yapılacağı tanıtım günü hakkında detaylı bilgi www.spawn.com adresinde yer alıyor. Birinci sezondan esinlenerek hazırlanan ‘Lost Series 1′ figürleri; Jack, Kate, Hurley, Locke, Charlie ve Shannon olmak üzere altı farklı karakteri içeriyor. Ayrıca bonus olarak figür paketlerine yerleştirilen ses çipleri sayesinde karakterlerin favori cümlelerini kendi seslerinden dinlemek mümkün. Karakter figürlerinin dışında ‘The Hatch’ isimli set de satışa sunulacak.
Lost karakter illüstrasyonları
Türkçe Lost Kitabı-Arka Kapak Yazısı
Oceanic Havayolları’nın 815 no.lu uçağının düşmesiyle her şeylerini yitiren 48 yolcu, kendilerini ıssız, tropik bir adada bulurlar. Dostlar, düşmanlar, aileler ve yabancılardan oluşan bu gruptakilerin hayatta kalmak için birbirlerine ihtiyaçları var. Ama adada hayat, hiç de kolay olacağa benzemiyor.
Çevreci Faith Harrington, grubun adadaki yaşam mücadelesinde önemli bir rol oynayabilir. Ancak 815 no.lu uçağa binmeden önce hayatında gelişen olaylar, onu suçluluk ve güvensizlik içinde bırakmış. Faith, bir yandan geçmişindeki olaylarla boğuşurken bir yandan da yeni ve düşman bir çevrede yabancılarla kuşatılmış olduğu gerçeğiyle başa çıkmak zorunda. Bu gizemli, yenidünya Faith’e hayatında temiz bir sayfa açması için bir fırsat sunacak mı? Yoksa o da adanın ölümcül tehlikelerinden birine kurban mı gidecek?
Çevreci Faith Harrington, grubun adadaki yaşam mücadelesinde önemli bir rol oynayabilir. Ancak 815 no.lu uçağa binmeden önce hayatında gelişen olaylar, onu suçluluk ve güvensizlik içinde bırakmış. Faith, bir yandan geçmişindeki olaylarla boğuşurken bir yandan da yeni ve düşman bir çevrede yabancılarla kuşatılmış olduğu gerçeğiyle başa çıkmak zorunda. Bu gizemli, yenidünya Faith’e hayatında temiz bir sayfa açması için bir fırsat sunacak mı? Yoksa o da adanın ölümcül tehlikelerinden birine kurban mı gidecek?
Türkçe Lost kitabı
Kitap adı: Lost: Nesli Tükenen Tür
Yazar: Cathy Hapka
Sayfa sayısı: 192 sayfa
Yayın evi: Neden Kitap
Satış fiyatı: 10 YTL (önerilen)
Cathy Hapka’nın yazmış olduğu Lost: Endangered Species adlı roman, Türkçe’ye Lost: Nesli Tükenen Tür adıyla çevrilerek satışa sunuldu. Cathy Hapka’nın Lost dizisi konu alınarak yazılmış fakat henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olan Lost: Secret Identity isimli ikinci bir kitabı daha bulunuyor.
İkinci sezon, ikinci ada
Üçüncü sezonda tanıştığımız ikinci adanın, ilk olarak ikinci sezonun “Abandoned” isimli altıncı bölümünde görüntülendiğini (10:57) biliyor muydunuz? Yukarıdaki ekran görüntüsünde arka planda ikinci ada gözüküyor. Bu durumu yorumlayarak genel bir teori üretmek gerekirse; İkinci adayı, ada sakinleri daha önceden görmüştü fakat olağandışı bir durum olarak tanımlamadı. Yani Desmond, Sayid veya herhangi bir ada sakinin ikinci adayı önceden görmüş olması muhtemel.
Teoriler
Bu bilgilerden hareketle şöyle bir fikir yürütebilir miyiz?
Magnus Hanso denizde yaptığı seyahatlerin birinde yolunu kaybeder ve kendisini bu özel adada bulur. Adada çok değerli bir şey keşfeder. Bu “şey” belki güçlü manyetizma, belki onun etkisiyle oluşan farklı bir zaman akışı, belki tıpkı Locke’un yaşadığı gibi sağlığına kavuşma, vb. Magnus Hanso bu değerli buluşunu torununa miras bırakır ve torunu Alvar Hanso, kurduğu vakıf aracılığıyla etrafına başka insanları da toplayarak adanın bu gücünü kullanmaya karar verir. Dharma girişimi, Hanso Vakfı eliyle böylece hayat bulur.
Muhtemelen adada bulunan gemi enkazında ya da yakınlarında, 815 kazazedeleri tarafından bulunulması istenmeyen şeyler var. Enkazın bulunduğu bölgeye “Kara bölge” adı verilmesi, oraya yaptıkları yolculuklar sırasında korkutucu olaylar olması da bunun kanıtı. Bir şekilde bu bölgeden uzak tutulmaya çalışılıyorlar.
Bu şekilde düşündüğümüzde; adada “others” adını verdiğimiz insanların nasıl bir oluşum içinde olduklarını, amaçlarının ne olduğunu, kaç kişi olduklarını, 815 numaralı uçuş yolcularının bu adaya nasıl bu denli özenle “indirildiğini” çözümleyemesek de Alvar Hanso’nun Pasifiğin ortasındaki bu adayı nereden bulduğunu ve araştırmaları için neden bu adayı seçtiğini anlamış oluyoruz. Büyükbabadan yadigâr çok özel bir keşif…
Magnus Hanso denizde yaptığı seyahatlerin birinde yolunu kaybeder ve kendisini bu özel adada bulur. Adada çok değerli bir şey keşfeder. Bu “şey” belki güçlü manyetizma, belki onun etkisiyle oluşan farklı bir zaman akışı, belki tıpkı Locke’un yaşadığı gibi sağlığına kavuşma, vb. Magnus Hanso bu değerli buluşunu torununa miras bırakır ve torunu Alvar Hanso, kurduğu vakıf aracılığıyla etrafına başka insanları da toplayarak adanın bu gücünü kullanmaya karar verir. Dharma girişimi, Hanso Vakfı eliyle böylece hayat bulur.
Muhtemelen adada bulunan gemi enkazında ya da yakınlarında, 815 kazazedeleri tarafından bulunulması istenmeyen şeyler var. Enkazın bulunduğu bölgeye “Kara bölge” adı verilmesi, oraya yaptıkları yolculuklar sırasında korkutucu olaylar olması da bunun kanıtı. Bir şekilde bu bölgeden uzak tutulmaya çalışılıyorlar.
Bu şekilde düşündüğümüzde; adada “others” adını verdiğimiz insanların nasıl bir oluşum içinde olduklarını, amaçlarının ne olduğunu, kaç kişi olduklarını, 815 numaralı uçuş yolcularının bu adaya nasıl bu denli özenle “indirildiğini” çözümleyemesek de Alvar Hanso’nun Pasifiğin ortasındaki bu adayı nereden bulduğunu ve araştırmaları için neden bu adayı seçtiğini anlamış oluyoruz. Büyükbabadan yadigâr çok özel bir keşif…
Detaylar-Magnus Hanso
Black Rock, 1881 yılında, altın arama işinden dönerken, Güney Hint Okyanusu’nda kayboldu. Belki de geminin ortadan yok olmasından daha ilginç olanı, olayların devam etmesiydi. Papua Yeni Gine’li tüccarlara göre, gemi limandan, Batı Afrika yönüne değil, doğu istikametine doğru ilerleyerek ayrıldı. Dikkatlerini çekmişti çünkü bu gemi, Endonezya ve Papua Yeni Gine arasında altın ve köle ticareti yapıyordu. Geminin gümrük beyanname kayıtlarına bakıldığında, Black Rock evvela Portsmouth Limanı’nın 23 numaralı iskelesinden denize açılmış ve aynı yere dönmesi düşünülmüştü. Ancak hiçbir şirket gemiye sahip çıkmamıştı. Gemi muhtemelen yaklaşık 40 mürettebat ve taşıdığı -sayısı bilinmeyen- kölelerle birlikte denizde kaybolmuştu. Gemi kaybolduğu sırada Magnus Hanso’nun idaresinde olduğu tahmin ediliyor.
Detaylar-23 numaralı iskele
New World Sea Traders isimli bir İngiliz deniz ticaret şirketine ait olan Black Rock, bu şirket tarafından işletilen üç köle gemisinden birisiydi. Köle ticaretinin 1833 yılında yasaklandığı düşünülürse, New World Sea Traders, yasa dışı köle ticareti yapmaktaydı. New World Sea Traders şirketi, eski bir gemi kaptanı olan Magnus Hanso’ya aitti. Yasal olarak kayıtlı görünmese de Black Rock, Portsmouth limanının New World Sea Traders şirketine ait bulunan 18-27 numaralı iskelelerinden 23 numaralı olanını kullanıyordu.
Detaylar-Black Rock
Black Rock isimli İngiliz köle ticareti gemisi, “Exodus: Part 1” isimli bölümde adanın iç kısmında bulunmuş, daha sonra sığınak kapağını patlatmak için kullanılan dinamitler de bu gemiden alınmıştı. Geminin neden bu adada olduğu henüz bilinmiyor. Geminin hikâyesinden yola çıkarak bu sırrı çözmeye çalışalım.
Lost: The Answers-Bölüm Hakkında Bazı Bilgiler
Büyük final bölümüne bir hafta kala,17 Mayıs’ta yayınlacak,“Lost: The Answers” özel bölümüyle, Lost’un yapımcıları karşımızda… “Lost: The Answers, sunuculuğunu Damon Lindelof ve Carlton Cuse’un yapacağı röportaj ağırlıklı özel bir program olacak…1.Sezon, uçağın düşüşüyle başlayan ve izlediğimiz son bölüme kadar uzanan serüvende neler yaşandığı, yapımcıların ağzından aktarılacak…Lost’ta bazı cevaplanmamış soruların ve sırların üzerinden yeniden geçilecek. Ayrıca gizemini hala koruyan bazı olaylar açıklanacak! 1. Sezondan bu yana, dizinin genel bir tekrarı da yapılmış olacak. Cevapları verilecek konular arasında:
Güney Pasifikteki bir adada, kutup ayılarının ne işi var?
Sun’ın bebeğinin gerçek babası kim? Bebeğin babası, gerçekten Jin mi, yoksa?
John, “tekerlekli sandalye”den nasıl kurtuldu?
Kate, Amerika’nın “en çok arananlar listesi”ne nasıl girdi?
Uçağın düşmesine ne sebep oldu? Desmond’un, “Swan İstasyonu”nda, rakamları girip, tuşa basmada geç kalması mı?
DHARMA ve “Düşmanlar” arasındaki çatışmada, “Swan İstasyonu”nda kim/kimler vardı?
“Swan İstasyonu”ndakilerin DHARMA ve “Düşmanlar” arasında yaşanan çatışmadan haberi olmadı mı?
James Ford ve gerçek Sawyer ilişkisi nedir, James Ford’un ailesi kim, anne ve babası öldükten sonra, Sawyer’ı kim büyüttü?
Ve merakla beklediğimiz “başka gizemler” de açığa çıkacak…
Güney Pasifikteki bir adada, kutup ayılarının ne işi var?
Sun’ın bebeğinin gerçek babası kim? Bebeğin babası, gerçekten Jin mi, yoksa?
John, “tekerlekli sandalye”den nasıl kurtuldu?
Kate, Amerika’nın “en çok arananlar listesi”ne nasıl girdi?
Uçağın düşmesine ne sebep oldu? Desmond’un, “Swan İstasyonu”nda, rakamları girip, tuşa basmada geç kalması mı?
DHARMA ve “Düşmanlar” arasındaki çatışmada, “Swan İstasyonu”nda kim/kimler vardı?
“Swan İstasyonu”ndakilerin DHARMA ve “Düşmanlar” arasında yaşanan çatışmadan haberi olmadı mı?
James Ford ve gerçek Sawyer ilişkisi nedir, James Ford’un ailesi kim, anne ve babası öldükten sonra, Sawyer’ı kim büyüttü?
Ve merakla beklediğimiz “başka gizemler” de açığa çıkacak…
Lost: The Answers
30 Ağustos 2007 Perşembe
Lost Dergisi
Tüm pazarlama yöntemlerinin denendiği Lost dizisinin sevenlerine en büyük armağanlarından biri Lost Magazine ismiyle yayın yapan dergi. Diziyi magazinsel değerlerinin yanı sıra bilinmeyenleri ile de yansıtan dergi şu anda sadece Amerika ve Kanada’da satışa sunuluyor. 8 sayısı satışa sunulan derginin bugüne kadar yayınlanan tüm sayılarına eBay üzerinden satın alarak sahip olmak istiyorsanız; kargo ücreti dahil 100-200 dolar arasında bir fiyatı gözden çıkarmanız gerekiyor. Yayınlanmış konular ve dergi hakkında detaylı bilgi almak için TitanMagazines internet sitesini ziyare edebilirsiniz. Ayrıca yine TitanMagazines internet sitesi üzerinden ücretsiz e-bülten aboneliği yapılabiliyor.
Lost Dublörleri
Lost’un aksiyon dolu sahnelerinin arkasında kimler var merak ediyor musunuz? İşte Lost dizisi oyuncularının, dublörleri ile beraber çekilmiş, set fotoğrafları. Lost izleyicilerinin bir çoğu, dublörlerin gerçek karakterlere benzemediği fakat vücut yapılarının gerçek karakterler ile uyumlu olduğu konusunda hem fikir. Dublörlerin görüntülenmesinin ardından eminiz ki dikkatli gözler, dizinin aksiyon sahnelerinde dublörleri aramaya başlayacaktır. Yazının devamında Lost dizisi oyuncularının dublörleri ile çekilmiş olan kamera arkası fotoğraflarını görebilirsiniz.
İşte Lost Türkiye,Kısaca Konu
Dokuz günlük Kurban Bayramı tatilini fırsat bilip, “Şöyle bir Amarika’ya gidelim de görelim neymiş, hem ucuz bilet de bulduk, ne duruyoruz o zaman!” düşüncesiyle “Okyanus Havayolları”na ait “831 nolu” uçuşa doluşan Türkler, uçağın Atlantik Okyanusu üzerinde infilak etmesiyle kendilerini bir anda ıssız bir adada bulurlar.
SSK Okmeydanı Acil Servis doktorlarından Jack de (N. İşler) bu yolcular arasındadır ve gözlerini adada açması ile gaipten gelen “Doktor Jack, Doktor Jack acilen sahile bekleniyorsunuz.” sesini duyması bir olur. Hızla sahile koşan (ve dizinin ilerleyen bölümlerindeki geri-dönüşlerde Aliye isimli eski aşkıyla hüzünlü ayrılışını izleyeceğimiz) Dr. Jack, “anam anam” feryatlarıyla inleyen yolcularla karşılaşır ve olaylar gelişir.
Dizi ilerledikçe adanın hiç de öyle ıssız bir yer olmadığı ve bu adada zamanında (Sorosçu olmakla suçlanan) Dharma Vakfı ile TUBİTAK’ın ortak çalışmalar yürüttüğü ortaya çıkar. Bu çalışmalar adanın manyetik dengesini bozmuş ve yönlerin tespit edilemez hale gelmiştir. Bu da başta ada imamı Mr. Eko (Nouma) olmak üzere, çoğunluğun moralini feci halde bozar. (Bkz. Bölüm 8 “Kıble Nerede Be Hacım?”)
Sayısal’da gizemli sayılar “3 5 8 31 40 41” rakamlarına oynayıp paranın gözüne koyan Hurley’in (A.Demirer) ada hakkında sürekli söylediği “Abi ben burayı biliyorum, Acun’un adası burası, Survivor Türkiye Yunanistan da burada çekildiydi.” cümlesi ve John Locke’un (M. Alanson) burnuna sürekli gelen kaşarlı tost kokusu da adanın gizemini arttırır. Nitekim yolcular bu adada yalnız olmadıklarını anlayacaklar
SSK Okmeydanı Acil Servis doktorlarından Jack de (N. İşler) bu yolcular arasındadır ve gözlerini adada açması ile gaipten gelen “Doktor Jack, Doktor Jack acilen sahile bekleniyorsunuz.” sesini duyması bir olur. Hızla sahile koşan (ve dizinin ilerleyen bölümlerindeki geri-dönüşlerde Aliye isimli eski aşkıyla hüzünlü ayrılışını izleyeceğimiz) Dr. Jack, “anam anam” feryatlarıyla inleyen yolcularla karşılaşır ve olaylar gelişir.
Dizi ilerledikçe adanın hiç de öyle ıssız bir yer olmadığı ve bu adada zamanında (Sorosçu olmakla suçlanan) Dharma Vakfı ile TUBİTAK’ın ortak çalışmalar yürüttüğü ortaya çıkar. Bu çalışmalar adanın manyetik dengesini bozmuş ve yönlerin tespit edilemez hale gelmiştir. Bu da başta ada imamı Mr. Eko (Nouma) olmak üzere, çoğunluğun moralini feci halde bozar. (Bkz. Bölüm 8 “Kıble Nerede Be Hacım?”)
Sayısal’da gizemli sayılar “3 5 8 31 40 41” rakamlarına oynayıp paranın gözüne koyan Hurley’in (A.Demirer) ada hakkında sürekli söylediği “Abi ben burayı biliyorum, Acun’un adası burası, Survivor Türkiye Yunanistan da burada çekildiydi.” cümlesi ve John Locke’un (M. Alanson) burnuna sürekli gelen kaşarlı tost kokusu da adanın gizemini arttırır. Nitekim yolcular bu adada yalnız olmadıklarını anlayacaklar
İşte Lost Türkiye-Kazazedeler
Jack: Nejat İşler
Kate: Berrak Tüzünataç
Sawyer: Kıvanç Tatlıtuğ
John Locke: Mazhar Alanson
Hurley: Ata Demirer
Mr. Eko: Pascal Nouma
Jin: İlhan Mansız
Sun: Ayumi Takano
Sayid: Mehmet Ali Nuroğlu
Shannon: Pınar Altuğ
Charlie: Özgür Çevik
Boone: Berk Hakman
Ana Lucia: Doğa Rutkay
Claire: Seçkin Piriler
Desmond: Birol Ünen
Michael: Steve Kompela
The Others (Diğerleri)
Benjamin Linus: Halit Ergenç
Juliet: Özge Özberk
Alexandra Rousseau: Melisa Sözen
Ethan Rom: Timuçin Esen
Kate: Berrak Tüzünataç
Sawyer: Kıvanç Tatlıtuğ
John Locke: Mazhar Alanson
Hurley: Ata Demirer
Mr. Eko: Pascal Nouma
Jin: İlhan Mansız
Sun: Ayumi Takano
Sayid: Mehmet Ali Nuroğlu
Shannon: Pınar Altuğ
Charlie: Özgür Çevik
Boone: Berk Hakman
Ana Lucia: Doğa Rutkay
Claire: Seçkin Piriler
Desmond: Birol Ünen
Michael: Steve Kompela
The Others (Diğerleri)
Benjamin Linus: Halit Ergenç
Juliet: Özge Özberk
Alexandra Rousseau: Melisa Sözen
Ethan Rom: Timuçin Esen
İşte Lost Türkiye
Charlie İlişkiler
Hurley: Yolculuğa çıkmadan önce Hurley ve Charlie aynı hotelde kalmış; bir karede beraber asansörde görüntülenmişlerdir.
Charlie Geçmiş
Charlie, Londra’da yaşamış olmasına rağmen aslında Manchester’lıdır. Kardeşi Liam’ın solist olduğu Drive Shaft rock grubunun bas gitaristidir. 90′larda çıkarttıkları hit singledan sonra, Liam kendisini ailesiyle daha fazla vakit harcamaya adayarak gruptan uzaklaşır ve grup dağılır. Bundan sonra bir süre takıldığı Lucy isimli kızın çabalarına rağmen, Charlie bir boşluğa girer ve eroin bağımlısı olur.
Charlie Ada hayatı
Charlie, cana yakın bir genç ve eski bir müzisyendir. Claire’den hoşlanmaktadır ve bebeğiyle birlikte Claire’in, hayatının bir parçası olmasını istemektedir. Fakat işler karışır, Charlie eroin bağımlısıdır ancak adada bu alışkanlığından vazgeçmek üzeredir, ta ki uçağın enkazında bulunan eroin deposunu keşfedene kadar. Kendisine gizli bir depo yapar ancak bu ortaya çıktığında çok zor bir duruma düşer. Ayrıca, Claire’le kendisini kaçıran Ethan’dan öç almak isteyen karanlık tarafıyla sürekli savaşmaktadır. Ethan ortaya çıktığında kimsenin herhangi bir sorgulamaya fırsat vermeden ateş eder ve Ethan’ı öldürür.
Charlie
Sun Geçmiş
Sun, kural tanımayan ve istediğini elde etmek için kendisini hiç birşeyin durduramayacağı ( buna kocasını rüşvete zorlamak da dahil ) bir adam olan Mr.Paik’in kızıdır. Ancak Sun babasının bu yönünü bilmemektedir. Babasının Jin’e olan baskısından haberdar olmayan Sun, kocasının tavırlarındaki değişikliği, aşık olduğu adamın değişmesi şeklinde yorumlamaktadır. Amerika’ya kaçmayı planlamaktadır ve bu nedenle Jae Lee adında, Harvard eğitimi almış Kore’li bir adamdan İngilizce dersleri alır. İlerleyen bölümlerde kocasını Jae Lee ile aldattığı öğrenilir.
Sun Ada hayatı
Sun, Jin’in eşidir. Adada bitki yetiştirdiği bir bahçesi vardır ve bitkisel tedavi ile ilgili sahip olduğu bilgilerle adadakilere yardımcı olmaktadır. İngilizce bildiği anlaşıldığında, başta kendi kocası olmak üzere herkesi çok şaşırtmıştır.
Jin İlişkiler
Hurley: Hurley’in loto milyoneri olduğu haberi, Jin hükümet görevlisinin evine Sun’ın babasının istekleri doğrultusunda gözdağı vermek için gittiğinde televizyonda görüntülenmiştir.
Sun: Jin’in karısıdır.
Sun: Jin’in karısıdır.
Jin Geçmiş
Jin geleneklerine bağlı bir kasabada fakir bir balıkçının oğlu olarak doğmuştur. Gençliğini, geçmişinin utancından uzaklaştırmaya uğraşarak geçirmiştir. Seul’e otel kapıcısı olarak iş bulmaya gelmiştir ve işinde yükselmeye başlamıştır ancak Sun’a duyduğu aşk nedeniyle kovulmuştur. Sun’la evlenmeye layık bir adam olduğunu Sun’ın babası Mr. Paik’e kanıtlamak için, O’nunla çalışmayı kabul eder. Ancak zamanla bu işin sıradan meslek olmadığını anlamaya başlar. Artık kayınpederi tarafında bir infazcı olarak kullanıldığını bilmektedir. Gittikçe Sun’ı ihmal etmeye başlar ve bu durumu saklamaya çalışması da ilişkilerinde ciddi sorunlara yol açar. Tüm bu sorunlara ek olarak, çiftin bebek sahibi olamamayla ilgili sorunları da vardır.
Jin Ada hayatı
Jin, Koreli’dir ve Sun’ın kocasıdır. Kendisi ve diğer kazazedeler arasındaki dil ve kültür farklılığından dolayı ( adada İngilizce bilmeyen tek kişidir ) ilk başta kendisini ve eşini diğerlerinden uzaklaştırmıştır. Daha sonra, balık tutma yeteneğini kullanarak diğerleriyle iletişim kurmaya ve arkadaş olmaya çalışmış ve Sun’a seven bir eş olduğunu göstermiştir. Ancak agresif davranışları devam etmekte ve sahip olma düşkünlüğü ile sürekli boğuşmaktadır. Bu ilişkilerinde güvensizliğe yol açmaktadır.
Sayid İlişkiler
Kate: Kate, üvey babasını aramak için toplama ofisine gittiğinde, Sayid’in hikayesi televizyonda oynamaktadır. Kate’in üvey babası Irak’taki yakalama ve toplama operasyonunda görev yapmıştır. ( Üvey babası, Kate’in çocukluğuna dair bir fotoğrafla görüntülenmiştir.)
Shannon: Sayid, havaalanında Shannon’dan çantasına bir süreliğine bakmasını rica etmiştir.
Shannon: Sayid, havaalanında Shannon’dan çantasına bir süreliğine bakmasını rica etmiştir.
Sayid Uçakta olma sebebi
Nadia’nın Amerika’da olduğunu öğrendikten sonra, onu bulmak için yola çıkmıştı.
Sayid Geçmişi
Sayid, 1. Körfez Savaşı’nda, Irak Cumhuriyet Koruma’sında irtibat subayıydı. Amerikalılar tarafından kaçırıldıktan sonra, onların sorgu yargıcı ve işkencecileri olmaya zorlandı. Değiş-tokuş bittiğinde Cumhuriyet Koruması’nda çalışmaya devam etti. İşkence yaptığı mahkumlar arasında Nadia isimli bir kızla tanıştı. Nadia’ya aşık oldu ve kaçmasına yardım etti. Sayid daha sonra tüm zamanını Nadia’yı aramakla geçirdi ve onun hakkında bir bilgiye karşılık olarak, CIA’in Avusturalya’lı bir terorist şebekesini şaşırtmak için düzenlediği bir tuzağa yardım etti. Eski bir kolej arkadaşı (Esam) bir intiharlı bomba planında ele geçirildi ve kullanıldığını anladığında intiharı gerçekleştirdi, Sayid o günü hiç unutamadı.
Sayid Ada hayatı
Sayid, askeri geçmişinin kendine kazandırdığı fiziksel özellikleri ve matematik, elektronik ve iletişimde olan yeteneğinden dolayı adanın güçlü karakterlerindendir. Geçmişte bir işkenceci, kuralları uygulatan ve ”işbirliği yapmayanlardan ” gerçeği zorla çıkaran biri olması nedeniyle karanlık bir geçmişi de vardır. Ölmeden önce Shannon’ın sevgilisiydi.
Hurley Bağlantılar
Charlie: Yolculuğa çıkmadan önce Hurley ve Charlie aynı hotelde kalmış; bir karede beraber asansörde görüntülenmişlerdir.
Jin: Hurley’in loto milyoneri olduğu haberi, Jin hükümet görevlisinin evine Sun’ın babasının istekleri doğrultusunda gözdağı vermek için gittiğinde televizyonda görüntülenmiştir.
Locke: Locke’un annesi de Hurley ile aynı akıl hastenesinde (Santa Rosa) tedavi görmüştür. Locke’un çalıştığı kutu şirketinin sahibi Hurley’dir. Bir dönem her ikisinin de patronları aynıdır (Randy).
Libby: Hurley ve Libby aynı akıl hastanesinde (Santa Rosa) kalmışlardır.
Sawyer: Hurley’in büyük ikramiyeyi kazandığını açıklayan loto programında sunuculuk yapan Mary Jo isimli kadın, Outlaws isimli bölümde Sawyer ile beraber olmuştur.
Artz: Hurley uçağa yetişmeye çalışırken, Artz metal dedaktörü sırasında gözüküyor.
Jin: Hurley’in loto milyoneri olduğu haberi, Jin hükümet görevlisinin evine Sun’ın babasının istekleri doğrultusunda gözdağı vermek için gittiğinde televizyonda görüntülenmiştir.
Locke: Locke’un annesi de Hurley ile aynı akıl hastenesinde (Santa Rosa) tedavi görmüştür. Locke’un çalıştığı kutu şirketinin sahibi Hurley’dir. Bir dönem her ikisinin de patronları aynıdır (Randy).
Libby: Hurley ve Libby aynı akıl hastanesinde (Santa Rosa) kalmışlardır.
Sawyer: Hurley’in büyük ikramiyeyi kazandığını açıklayan loto programında sunuculuk yapan Mary Jo isimli kadın, Outlaws isimli bölümde Sawyer ile beraber olmuştur.
Artz: Hurley uçağa yetişmeye çalışırken, Artz metal dedaktörü sırasında gözüküyor.
Hurley Uçakta olma sebebi
Sayıların ne anlama geldiğini bildiğine inandığı Sam Toomey isimli adamı bulmak için yola çıktığı Avusturya’dan annesinin doğumgünü için geri dönmektedir. Sam Toomey’in dul karısı Hurley’e; Sam ve Leonard’ın denizci olarak beraber askerlik yaparken Güney Pasifikte yakaladıkları bir frekansta duyduklarını anlatmıştır.
Hurley Geçmiş
Hurley normal hayatında annesiyle beraber Güney Kaliforniya’da yaşamaktadır. Geçmişinde Santa Rosa Akıl Hastalık’ları hastanesinde tedavi görmüş burada kendisine sayıları veren Leonard Sims isimli adamla tanışmıştır. Hastaneden ayrıldıktan sonra Mr. Cluck’s Chicken Shack isimli fast food restaurantında çalışmaya başlamış ve Starla isimli bir kıza aşık olmuştur. Akıl hastanesinde Leonard Sims’in kendisine verdiği sayılarla loto oynayan Hurley 116 milyon dolar kazanmış ve bugünden itibaren kendini lanetli olarak görmeye başlamıştır. Öyle ki dedesinin ölümünden, yaptığı kazalardan ve çevresinde gerçekleşen tüm kötü olaylardan, kendisinin ve sayıların sorumlu olduğuna inanmıştır.
Locke İlişkiler
Hurley: İkisinin de patronu aynı kişiydi (Randy). Locke’un çalıştığı kutu imalat firmasının sahibi Hurley’di. Locke’un annesinin 1992-1995′te yattığı Santa Rosa Akıl Hastanesinde Hurley de yatmış ve sayıları orada keşfetmişti.
Sayid: Lock’a ait bir flashback’te; Sayid’in sevgilisi Nadia Lock’un müşterisi olarak gözükmüş. Lock Nadia’ya satılık ev konusunda danışmanlık yapmıştır.
Sayid: Lock’a ait bir flashback’te; Sayid’in sevgilisi Nadia Lock’un müşterisi olarak gözükmüş. Lock Nadia’ya satılık ev konusunda danışmanlık yapmıştır.
Locke Uçakta olma sebebi
Walkabout adlı doğa aktivitelerine katılmak için Avustralya’ya gitmiş fakat yürüyemediği anlaşılınca geri gönderilmiştir. Bu Locke’nin dönüş yolculuğudur.
Locke Geçmiş
Locke bir oyuncakçı dükkanında işçi ve kutu imal eden bir firmada müdür olarak çalışmıştır. Şizofreni hastası olan annesi Emily Annabeth Locke Santa Rosa Akıl Hastanesi’nde yatmaktadır. Bir keresinde Locke’u babası olan Anthony Cooper’a yönlendirmiştir. Cooper ihtiyacı olan böbreği alabilmek için Locke’nin her zaman hayal ettiği baba-oğul ilişkisini kendisine yaşatacakmış gibi rol yapmıştır. Locke öfke kontrolü seanslarında tanıştığı Helen ile duygusal bir bağ kurmuştur.
Locke Ada Hayatı
Kazadan once belden aşağısı felçli olduğu için tekerlekli sandalyeye mahkum olan Locke kazadan sonra mucizevi bir biçimde yürüme yeteneğine yeniden kavuşmuştur. Bu yüzden adanın mucizeler yarattığına inanmakta ve kazazedeler adanın sırlarını keşfederse bunun herkesin yararına olacağını düşümektedir. Becerikli bir avcı ve doğa adamdır. Geçmiş bölümlerde ambarı kendisine takıntı haline getirmiştir. Jack ile ters düşen düşünceleri bulunmaktadır.
Sawyer İlişkiler
Boone: Sidney’deki polis karakolunda aynı sahneyi paylaştılar. Sawyer tutuklanıyor ve Boone kızkardeşini arıyordu.
Jack: Jack’in babasıyla ölümünden hemen önce Sidney’deki bir barda tanışmıştır.
Kate: Kate’in annesinin çalıştığı lokantaya giden Sawyer, Kate’in annesi ile sohbet eder.
Jack: Jack’in babasıyla ölümünden hemen önce Sidney’deki bir barda tanışmıştır.
Kate: Kate’in annesinin çalıştığı lokantaya giden Sawyer, Kate’in annesi ile sohbet eder.
Sawyer Uçakta Olma Sebebi..
Önemsiz suçları yüzünden Avustralya polisi tarafından sınırdışı edilir ve Amerika’ya geri gönderilir. Adam öldürme suçundan hiçbir zaman yakalanmaz.
Sawyer Geçmiş
Tennessee’de büyüyen Sawyer çok zorlu bir çoçukluk yaşamıştır. Bir dolandırıcı tarafından dolandırılan annesi bütün parasını kaybeder. Bunun üzerine babası annesini öldürür ve intihar eder. ‘James Ford’ ismiyle doğar ancak hayatını mahveden adamın adı olan ‘Sawyer’ı kullanmaya başlar. Hayatının amacı intikamını almak olmuştur. İronik şekilde Sawyer’ın kişiliğine bürünür ve kendisi de bir dolandırıcı haline gelir. Sawyer olduğuna inandığı Frank Duckett’i öldürmek için Avustralya’ya gider ancak aradığı adam olmadığını öğrenir.
Sawyer Ada Hayatı..
Sawyer ilk başta cahil beyaz Amerikalı profili çizer ancak ilk bakışın yanıltıcı olduğunu daha sonraları anlarız. Sawyer her türlü durumda kendine çıkar sağlamayı başarır. Adanın zulacısı olan Sawyer, kazadan sonra uçaktaki sahipsiz malları saklayıp adada bir karaborsa oluşturur. Çizmeyi sevdiği köylü imajının aksine birçok bölümde kitap kurdu olarak görülüyor. Adadan önceki yaşamında kadınlara düşünlüğü bilinen Sawyer’ın adadaki favorisi Kate.
Kate İlişkiler
Sawyer: Kate’in gitmesinden hemen sonra annesinin çalıstığı lokantaya giren Sawyer, Diana ile sohbet eder.
Sayid: Kate babasının askeri ofisine gittiğinde televizyonda Sayid’in hikayesi vardır. Irak’ta Sayid’in yakalanmasında Kate’in babasının da rolü vardır.
Sayid: Kate babasının askeri ofisine gittiğinde televizyonda Sayid’in hikayesi vardır. Irak’ta Sayid’in yakalanmasında Kate’in babasının da rolü vardır.
Kate Geçmiş
Iowa’lı olan Kate Diane Jensen’in kızıdır. Kısmen asker olan üvey babası Sam Austen tarafından yetiştirilmiştir. Kate annesinin sevgilisini (yüksek ihtimalle biyolojik babasını) fesat davranışları yüzünden öldürmüş ve annesini sigortadan gelen parayla bırakmıştır ancak annesi onu yakalandığı kanserin son safhalarında bile asla affetmemiştir. Bu olaydan sonra Kate bir kanun kaçağıdır ve çocukluk aşkı olan Tom’un da istemeyerek bu olaylara karışmasına sebep olmuştur ve Tom polisin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybetmiştir. Daha sonrasında işlediği suçların tümünü kendi izini kaybettirmek için veya eskiden Tom’a ait olan oyuncak uçağı elde etmek için işlemiştir. Bir çiftlikte çalışarak saklanma planıyla Avustralya’ya gitmiştir ancak neredeyse babası gibi gördüğü tek kollu çiftçi kendisini ele vermiştir.
Kate Ada Hayatı
Tatlı ve masum görünümüyle dikkat çeken Kate aslında karanlık geçmişi olan bir kanun kaçağıdır. Adada iz sürme, ağaçlara tırmanma, silah kullanma konusundaki becerileri ön plandadır. Jack ve Sawyer ile bir aşk üçgeninin içinde bulunaktadır.
Jack Bağlantılar
Ana Lucia: Sidney Havaalanında beraber bir içki içtiler ve flört ettiler.
Boone: Jack müstakbel eşine ameliyatta öncelik verince Boone’un üvey babası Adam Rutherford’u kaybeder.
Desmond: Jack’in ameliyattaki başarısızlığından sonra Los Angeles Stadyumu’nda koşarken karşılaşmışlardır. (Desmond Jack’e ‘bir sonraki hayatta görüşürüz’ demiştir)
Sawyer: Jack’in babası ölümünden hemen önce Sawyer’la Sidney’deki bir barda tanışmıştır.
Shannon: Jack müstakbel eşine ameliyatta öncelik verince Shannon’un babası Adam Rutherford’u kaybeder.
Boone: Jack müstakbel eşine ameliyatta öncelik verince Boone’un üvey babası Adam Rutherford’u kaybeder.
Desmond: Jack’in ameliyattaki başarısızlığından sonra Los Angeles Stadyumu’nda koşarken karşılaşmışlardır. (Desmond Jack’e ‘bir sonraki hayatta görüşürüz’ demiştir)
Sawyer: Jack’in babası ölümünden hemen önce Sawyer’la Sidney’deki bir barda tanışmıştır.
Shannon: Jack müstakbel eşine ameliyatta öncelik verince Shannon’un babası Adam Rutherford’u kaybeder.
Jack Uçakta olma sebebi
Jack yolculuğa babasının cenazesini Kaliforniya’daki cenazeye götürmek için çıkmıştır.
Jack Geçmiş
Kaliforniya Los Angees’ta yaşayan Jack, St. Sebastian Hastanesi’nde cerrah olarak çalışmaktadır. Hayatını kurtardığı hastası Sarah’a aşık olup evlenmişler ancak daha sonra boşanmışlardır. Kendisi gibi doktor olan babası Christian Shephard, Jack kendisinin alkollü ameliyat yapmaktığını ortaya çıkarana kadar aynı hastanede baş hekimlik yapmaktadır. Daha sonra Avustralya’ya kaçmış ve Jack de babasını eve geri getirmek için peşinden gitmiştir. Ancak orada babasıyla olan sorunlarını çözemeden babasının kalp krizinden öldüğünü öğrenmiştir.
Jack Ada hayatı
Jack kazazede grubundaki tek doktordur. Tıbbi bilgilerine ilaveten koordine etme ve karar alma konusundaki becerileri kendi isteği dışında onu grubun lideri haline getirmiş. Her şeyin bilimsel bir açıklaması olduğuna inanan Jack, insanların yalnız kendi çıkarları doğrultunda hareket ettiğine inanır ve aynı zamanda bir idealisttir. Ana-Lucia ve Kate ile flört etmiştir.
“Lost” dizisinin sırrı çözüldü.
Dünya üzerinde, yüz milyonları ekran başına kilitleyen “Lost” dizisinin sırrı çözüldü. Andrew Smith adlı bir Amerikalı, senaryodaki gizemi çözüp “Seventh Seal Theory” adıyla internet sitelerine gönderdi. İşte Lost’un sırrı;
FISILTILAR KİME AİT? …
Ada, doğal bir mineral (Black Rock). Alvar Hanso’nun dedesi Magnus Hanso’nun niyeti, köleleriyle birlikte bu efsanevi “Black Rock”ı patlatıp elde edeceği madeni satmaktı. Bir fırtınaya yakalanarak karaya vurdular. “Magnus” kurtuldu, köleler öldü. Adayı terk etmek için bir sal inşa etti. Kölelerin çığlıkları kulaklarındaydı. Aslında onları gerçekten duyuyordu. “Black rock” elektromanyetik aktiviteyi, sesi, düşünceyi, hafızayı kaydediyordu. Aynı zamanda ona geleceğiyle ilgili sezgisel bir fikir de veriyordu. Bir gemi yapıp eve döndü. Gemisiyle adaya makul bir mesafede seyrederek meditasyon halinde, taşın ona gelecekle ilgili anlattıklarını telakki etti. Bunları ticaret hayatında kullanarak adanın sırrıyla birlikte varisi “Alvar Hanso”ya bırakabilecek kadar muazzam bir servete sahip olacaktı.
GİZEMLİ SAYILAR
“Valenzetti” adlı matematikçi, dünyanın sonuna dair “4,8,15,16,23,42” sayılarını içeren bir formül hesaplamıştı. Bu sayıların her yerde olduklarını ve dünyanın sonunun tahmininde önemli olduğunu iddia ediyordu. “Alvar”, formülü öğrendi ve adanın kendisine verdiği bilgiyle alakalı bularak “Valenzetti” ile “Dharma Girişimini”ni oluşturdu. Amaç bu sayıları değiştirerek dünyayı öngörülen korkunç sondan kurtarmaktı. “Alvar”, insanlığın iyiliği için adayı bazı kalifiye insanlarla paylaşması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden bilim adamlarını ve psişik sınırlara dayanan güçlere sahip, özel çocukları adaya getirdi.
ADADAKİ İSTASYONLAR
Adada kurulan istasyonlarda kaderin değiştirilemezliği teorisini sınayan deneyler yapıldı. Bu deneylerden biri Swan’dı. Aslında test edilen şey, görevlerine olan inançlarının, kaderi yerinden bir milimetre oynatıp oynatamayacağıydı. İşe yaramadı. Sorunlu kaderin, adada hapsedilmesine karar verildi.
MERAK EDİLEN JACOB KİM?
Çocukların en özeli “Jacob”, zihniyle objeleri oynatabiliyordu. Madem “Black Rock” hafızayı depolayabiliyordu, “Jacob” da kayanın gücünün yoğun olduğu yere yerleştirildi ve bir bilim adamı ordusunun gözlemi altında kayadan kaderi emmeye çalıştı. Daha sonra “incident”(olay) olarak bahsedilecek patlama gerçekleşti. “Jacob”, bu patlamayla cismani formunu kaybedip, “Black Rock” tarafından emildi. Ama nesneleri hala oynatabiliyordu. Kendini taş halinde hareket ettirebiliyordu. Siyah bir toz bulutu halinde hareket edip, çeşitli şekillere bürünebiliyordu.
KADERİ DEĞİŞTİREMEDİLER
Patlama, enerjinin serbest bırakılmasını gerekli kılmıştı. Yoğunlaşan enerji bilim adamlarının kader üzerindeki araştırmalarının sürmesini sağlıyor, enerjinin periyodik olarak boşaltılması ise başka felaketleri önlemeye yarıyordu. “Swan”ın artık gerçek bir amacı vardı. Elektromanyetik enerjinin, “her 108 dakikada bir” yakındaki bir başka uyduya aktarılması gerekiyordu. Bu iş için, “Radzinsky ve Kelvin İnman” atandı. Fakat onlar, kaderin değişmeyeceğini düşündüler. Bununla birlikte “incident”(olay), dünyanın felaketine yol açacak olan bir anomali yaratmıştı. .
ADAYA ANOMALİYİ ÇEKTİ
Bakunin’e, bu anomalinin dünya üzerinde yarattığı etkiyi takip etme ve etkileyebileceği insanların profilini çıkarma görevi verildi. O da, “Flame İstasyonu” vasıtasıyla bu insanları buldu. Her biri bir şekilde düşen uçakla ya da birbiriyle bağlantılıydı. Anomali büyük dalgalar halinde büyüyecekti. Sonunda bir şekilde bütün bu insanlar aynı gün aynı saatte aynı uçağa bindirilerek adaya getirildiler. “Dharma”, kaderin rotasının tamirinde (course-correcting) ona yardımcı oluyordu.
FISILTILAR KİME AİT? …
Ada, doğal bir mineral (Black Rock). Alvar Hanso’nun dedesi Magnus Hanso’nun niyeti, köleleriyle birlikte bu efsanevi “Black Rock”ı patlatıp elde edeceği madeni satmaktı. Bir fırtınaya yakalanarak karaya vurdular. “Magnus” kurtuldu, köleler öldü. Adayı terk etmek için bir sal inşa etti. Kölelerin çığlıkları kulaklarındaydı. Aslında onları gerçekten duyuyordu. “Black rock” elektromanyetik aktiviteyi, sesi, düşünceyi, hafızayı kaydediyordu. Aynı zamanda ona geleceğiyle ilgili sezgisel bir fikir de veriyordu. Bir gemi yapıp eve döndü. Gemisiyle adaya makul bir mesafede seyrederek meditasyon halinde, taşın ona gelecekle ilgili anlattıklarını telakki etti. Bunları ticaret hayatında kullanarak adanın sırrıyla birlikte varisi “Alvar Hanso”ya bırakabilecek kadar muazzam bir servete sahip olacaktı.
GİZEMLİ SAYILAR
“Valenzetti” adlı matematikçi, dünyanın sonuna dair “4,8,15,16,23,42” sayılarını içeren bir formül hesaplamıştı. Bu sayıların her yerde olduklarını ve dünyanın sonunun tahmininde önemli olduğunu iddia ediyordu. “Alvar”, formülü öğrendi ve adanın kendisine verdiği bilgiyle alakalı bularak “Valenzetti” ile “Dharma Girişimini”ni oluşturdu. Amaç bu sayıları değiştirerek dünyayı öngörülen korkunç sondan kurtarmaktı. “Alvar”, insanlığın iyiliği için adayı bazı kalifiye insanlarla paylaşması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden bilim adamlarını ve psişik sınırlara dayanan güçlere sahip, özel çocukları adaya getirdi.
ADADAKİ İSTASYONLAR
Adada kurulan istasyonlarda kaderin değiştirilemezliği teorisini sınayan deneyler yapıldı. Bu deneylerden biri Swan’dı. Aslında test edilen şey, görevlerine olan inançlarının, kaderi yerinden bir milimetre oynatıp oynatamayacağıydı. İşe yaramadı. Sorunlu kaderin, adada hapsedilmesine karar verildi.
MERAK EDİLEN JACOB KİM?
Çocukların en özeli “Jacob”, zihniyle objeleri oynatabiliyordu. Madem “Black Rock” hafızayı depolayabiliyordu, “Jacob” da kayanın gücünün yoğun olduğu yere yerleştirildi ve bir bilim adamı ordusunun gözlemi altında kayadan kaderi emmeye çalıştı. Daha sonra “incident”(olay) olarak bahsedilecek patlama gerçekleşti. “Jacob”, bu patlamayla cismani formunu kaybedip, “Black Rock” tarafından emildi. Ama nesneleri hala oynatabiliyordu. Kendini taş halinde hareket ettirebiliyordu. Siyah bir toz bulutu halinde hareket edip, çeşitli şekillere bürünebiliyordu.
KADERİ DEĞİŞTİREMEDİLER
Patlama, enerjinin serbest bırakılmasını gerekli kılmıştı. Yoğunlaşan enerji bilim adamlarının kader üzerindeki araştırmalarının sürmesini sağlıyor, enerjinin periyodik olarak boşaltılması ise başka felaketleri önlemeye yarıyordu. “Swan”ın artık gerçek bir amacı vardı. Elektromanyetik enerjinin, “her 108 dakikada bir” yakındaki bir başka uyduya aktarılması gerekiyordu. Bu iş için, “Radzinsky ve Kelvin İnman” atandı. Fakat onlar, kaderin değişmeyeceğini düşündüler. Bununla birlikte “incident”(olay), dünyanın felaketine yol açacak olan bir anomali yaratmıştı. .
ADAYA ANOMALİYİ ÇEKTİ
Bakunin’e, bu anomalinin dünya üzerinde yarattığı etkiyi takip etme ve etkileyebileceği insanların profilini çıkarma görevi verildi. O da, “Flame İstasyonu” vasıtasıyla bu insanları buldu. Her biri bir şekilde düşen uçakla ya da birbiriyle bağlantılıydı. Anomali büyük dalgalar halinde büyüyecekti. Sonunda bir şekilde bütün bu insanlar aynı gün aynı saatte aynı uçağa bindirilerek adaya getirildiler. “Dharma”, kaderin rotasının tamirinde (course-correcting) ona yardımcı oluyordu.
7418880
İkinci sezonun “Live Together, Die Alone” isimli son bölümünde Desmond’un sevgilisi Penny Widmore için araştırma yapan iki adamı hatırlıyorsunuz. Adamlar dünya üzerindeki elektromanyetik sapmaları incelerken birden bilgisayar ekranlarında bir sapmanın belirlendiğini gösteren bir pencere açılıyor. Açılan penceredeki sayı “7418880” yani 4 8 15 16 23 ve 42′nin çarpımı.
kayıp ilanı
Nazar boncuğu
A Brief History of Time
Widmore Labs
Juliet’in kardeşi Rachel’in kullandığı hamilelik testinin kutusu üzerinde, Widmore Labs ismi görülüyor. Widmore Labs, Desmond’ın sevgilisi Penelope’nin babası Charles Widmore’un sahibi olduğu bir şirket. Aynı hamilelik testi daha önce Sun ve Kate’in kullandıkları hamilelik testi olarak da karşımıza çıkmıştı.
Apollo Candy
Oceanic Airlines
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)